Pages

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Otobüste..

İstanbul da soğuk bir kış günü, tıklım tıkış dolu bir halk otobüsündeyim ve otobüsten inmeme henüz bir saat var ...

 Badem bıyıklı şoförün otobüse binen kadınları çaktırmadan kestiği anları yakalayıp bu durumla eğleniyorum . Etrafımda ki insanlarının çoğunun hayatı  bu otobüs hattı üzerinde geçiyor . Hüzünleri, öfkeleri,sevinçleri bazen de ereksiyonları.. Sabahın ağız kokusuyla akşamın mutluluk veren osuruğunun olduğu bir otobüs içinde bunları düşünerek zaman harcıyorum. Şoför kadınları kesiyor ben şöförü muhtemelen birileri de beni . Bu oyunda ikinci kişiyle onbeşinci kişinin oynadığı rol arasında bir fark olmadığını kavrayıp düşüncelerimi derinleştiriyorum. Şofürün geçmişiyle alakalı hipotezlerim var .. Bıyıktan dolayı akp li olduğu kesin ve muhtemelen bu tekelciliğin bir piyonu olarak o otobüsü sürüyor çünkü yüzünde bunun aptalca mutluluğunu görebiliyor tüm insanlar.. Önceden ana kuzusu birinin birden aşırı özgüvene boyanmış takım elbise giymesi kadar garip ve sırıtıyor. Muavin için günler o kadar aynı ki seyir halinde uyumaktan hiç çekinmiyor . Eli çenesinin tam altında fakat dudakları birbirinin tam zıttı yöne kaymış zaten kendisi de epey kaymış bir şekilde. Hem gülünç hem hüzünlü bir tablo . Muavine bir kadın bir yer tarif etmişti ve orada inmek istediğini söyledi. Ama muavin nerede kim bilir şuan.. Arkama bir anne ve 13-14 yaşlarında bir çocuk oturdu. Hastane durağında bindikleri için çocuğun üzerime kusma potansiyeli düşüncesi beynime çöküverdi. Bu sırada muavin gözlerini açıp arkadaki boşluğa doğru ilerleyelim uyarısında bulundu ve gözlerini kapatıp tekrar aramızdan ayrıldı. Ayakta dikilen insanlar öf hıms kıms ifadeleriyle arkaya doğru ilerlerken otobüse yeni binen orta yaşlı saçları beyazlamaya başlamış bir yurdum insanı sanki yüz metre olimpiyatlarındaymışta altın madalya için yarışıyormuşçasına otobüsün en arkasına hücum etti. Bu adamdan sonra aynı yarışmanın gümüş ve bronz adayları podyumda boy gösterdi .Garip olan şu ki iki dk önce de otobüsün arkası boştu ve arkaya giden son iki kişi bunun farkındaydı. Sürü psikolojisi işte. Ha bunlar olurken otobüse güzel bir kadın bindi . Şoför gerekli kontrolleri yaptıktan sonra buyrun hanımefendi geçebilirsiniz bakışı attı . Yanıma oturacak gibiydi . Ben gene otobüse binen birini süzüyorum ve tam bana bakacakken aslında dışarı bakıyormuşum gibi gözlerimi kaydırıp cama yönelttim.. Kadın yanıma oturmadı . Sonra tipimde bir kayıklık mı var lan diye düşünürken . Bu durumun geçerli olasılıklarından birisi olduğunu, güzel bir kadının yakışıklı birinin yanına oturmakla fazlasıyla dikkat çekici bir hareket yapacağı ve diğer insanların bu ikili arasında garip varsayımlar yapacağını, bu güzel kadının da bunları düşündüğü için yanıma oturmaktan vazgeçtiğini düşündüm. Gene de tipte bir sorun mu var lan diye düşünmeden de edemedim. Önde ki adamın gazetesine iki de bir gözüm kayıyordu. İşin aptalca kısmı okuduğum yerler kendimle alakası olmayan magazin eki gibi birşeydi. Ama nasıl bir hırslar okumaya çalışıyorum çok garip . Adam da gözlerini yana kaydırıyor gazeteyi okuyan birisi varmı diye.. Yedik sanki.Daha da garibi ben de otobüste uykusuz okurken adamla aynı psikolojide oluyorum. Kendimi benim dergiye göz kaydıran varmı diye sağa sola çaktırmadan bakarken yakalıyorum falan filan. Empati yeteneğim adama karşı olan duygularımı köreltiyor.. Güzel dediğim kadının sıktığı ağır parfümün kokusu burnumu afallatıyor ve beni kendisinden soğutuyor . Yanıma oturmamış olmasından dolayı mutlu oluyorum. Camı açmayı düşünüyorum ama içeri girecek rüzgar beni korkutuyor. Bu sırada burnum ikinci şoku yaşıyor arkalardan biryerden öldürücü bir osuruk kokusu .. Muhtemelen o çocuk yaptı . İki dk dayan Cem iki dk sonra alışacaksın ... Herkes çaktırmadan bu osuruğun suçlusunu arıyor. Bu arayış beni kendime sorgulatıyor. İçimden yok lan ben osurmadım harbiden falan demeye başlıyorum . Derken bu aşırı saçmalık modundan çıkıp orta kapıya doğru ilerliyorum . Bir durak sonra ineceğim için az da olsa mutluyum . Otobüste ki insanlar kendine geliyor muavin bile uyanıyor . İlla osurmak mı gerekiyor bu durumun olması için diye düşünürken . Bunların çoğu işyerlerinden evlerine dönen insanlar uyusunlar vs vs diyip empatik örüyorum gene. Tarlabaşı durağında arka kapı açılmıyor . Adam söyleniyor ama şoför duymuyor . Bu sırada sorumluluk alma içgüdüm kendini göstersede sorumsuzluğum daha baskın geliyor ve olay gayet sıradanmış gibi tınlamıyorum . Adam inemiyor otobüsten . Kendimi acayip suçlu hissediyorum . Sanki kapıyı ben bozdum .. Garip . İnsan psikolojisi...

2 yorum:

  1. o kokudan sonra tüm gözler 1 durak sonra inecek insanların üzerinde olur dostum,bir dolu insan seni suçlu ilan etmiş olabilir:D

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten osurduğum zamanlar bu tarife bana işliyor o zaman :D

    YanıtlaSil