Pages

21 Mayıs 2012 Pazartesi

2*2=5



Neyin mücadelesini veriyorum bilmiyorum.
Şu sistem denen olay hayatıma bu kadar müdahale ederek çaresiz bıraktıysa beni.
Siki tuttuk dostlar ne kadar boşalsakta faydasız.                                     




16 Mayıs 2012 Çarşamba

Otobüste..

İstanbul da soğuk bir kış günü, tıklım tıkış dolu bir halk otobüsündeyim ve otobüsten inmeme henüz bir saat var ...

 Badem bıyıklı şoförün otobüse binen kadınları çaktırmadan kestiği anları yakalayıp bu durumla eğleniyorum . Etrafımda ki insanlarının çoğunun hayatı  bu otobüs hattı üzerinde geçiyor . Hüzünleri, öfkeleri,sevinçleri bazen de ereksiyonları.. Sabahın ağız kokusuyla akşamın mutluluk veren osuruğunun olduğu bir otobüs içinde bunları düşünerek zaman harcıyorum. Şoför kadınları kesiyor ben şöförü muhtemelen birileri de beni . Bu oyunda ikinci kişiyle onbeşinci kişinin oynadığı rol arasında bir fark olmadığını kavrayıp düşüncelerimi derinleştiriyorum. Şofürün geçmişiyle alakalı hipotezlerim var .. Bıyıktan dolayı akp li olduğu kesin ve muhtemelen bu tekelciliğin bir piyonu olarak o otobüsü sürüyor çünkü yüzünde bunun aptalca mutluluğunu görebiliyor tüm insanlar.. Önceden ana kuzusu birinin birden aşırı özgüvene boyanmış takım elbise giymesi kadar garip ve sırıtıyor. Muavin için günler o kadar aynı ki seyir halinde uyumaktan hiç çekinmiyor . Eli çenesinin tam altında fakat dudakları birbirinin tam zıttı yöne kaymış zaten kendisi de epey kaymış bir şekilde. Hem gülünç hem hüzünlü bir tablo . Muavine bir kadın bir yer tarif etmişti ve orada inmek istediğini söyledi. Ama muavin nerede kim bilir şuan.. Arkama bir anne ve 13-14 yaşlarında bir çocuk oturdu. Hastane durağında bindikleri için çocuğun üzerime kusma potansiyeli düşüncesi beynime çöküverdi. Bu sırada muavin gözlerini açıp arkadaki boşluğa doğru ilerleyelim uyarısında bulundu ve gözlerini kapatıp tekrar aramızdan ayrıldı. Ayakta dikilen insanlar öf hıms kıms ifadeleriyle arkaya doğru ilerlerken otobüse yeni binen orta yaşlı saçları beyazlamaya başlamış bir yurdum insanı sanki yüz metre olimpiyatlarındaymışta altın madalya için yarışıyormuşçasına otobüsün en arkasına hücum etti. Bu adamdan sonra aynı yarışmanın gümüş ve bronz adayları podyumda boy gösterdi .Garip olan şu ki iki dk önce de otobüsün arkası boştu ve arkaya giden son iki kişi bunun farkındaydı. Sürü psikolojisi işte. Ha bunlar olurken otobüse güzel bir kadın bindi . Şoför gerekli kontrolleri yaptıktan sonra buyrun hanımefendi geçebilirsiniz bakışı attı . Yanıma oturacak gibiydi . Ben gene otobüse binen birini süzüyorum ve tam bana bakacakken aslında dışarı bakıyormuşum gibi gözlerimi kaydırıp cama yönelttim.. Kadın yanıma oturmadı . Sonra tipimde bir kayıklık mı var lan diye düşünürken . Bu durumun geçerli olasılıklarından birisi olduğunu, güzel bir kadının yakışıklı birinin yanına oturmakla fazlasıyla dikkat çekici bir hareket yapacağı ve diğer insanların bu ikili arasında garip varsayımlar yapacağını, bu güzel kadının da bunları düşündüğü için yanıma oturmaktan vazgeçtiğini düşündüm. Gene de tipte bir sorun mu var lan diye düşünmeden de edemedim. Önde ki adamın gazetesine iki de bir gözüm kayıyordu. İşin aptalca kısmı okuduğum yerler kendimle alakası olmayan magazin eki gibi birşeydi. Ama nasıl bir hırslar okumaya çalışıyorum çok garip . Adam da gözlerini yana kaydırıyor gazeteyi okuyan birisi varmı diye.. Yedik sanki.Daha da garibi ben de otobüste uykusuz okurken adamla aynı psikolojide oluyorum. Kendimi benim dergiye göz kaydıran varmı diye sağa sola çaktırmadan bakarken yakalıyorum falan filan. Empati yeteneğim adama karşı olan duygularımı köreltiyor.. Güzel dediğim kadının sıktığı ağır parfümün kokusu burnumu afallatıyor ve beni kendisinden soğutuyor . Yanıma oturmamış olmasından dolayı mutlu oluyorum. Camı açmayı düşünüyorum ama içeri girecek rüzgar beni korkutuyor. Bu sırada burnum ikinci şoku yaşıyor arkalardan biryerden öldürücü bir osuruk kokusu .. Muhtemelen o çocuk yaptı . İki dk dayan Cem iki dk sonra alışacaksın ... Herkes çaktırmadan bu osuruğun suçlusunu arıyor. Bu arayış beni kendime sorgulatıyor. İçimden yok lan ben osurmadım harbiden falan demeye başlıyorum . Derken bu aşırı saçmalık modundan çıkıp orta kapıya doğru ilerliyorum . Bir durak sonra ineceğim için az da olsa mutluyum . Otobüste ki insanlar kendine geliyor muavin bile uyanıyor . İlla osurmak mı gerekiyor bu durumun olması için diye düşünürken . Bunların çoğu işyerlerinden evlerine dönen insanlar uyusunlar vs vs diyip empatik örüyorum gene. Tarlabaşı durağında arka kapı açılmıyor . Adam söyleniyor ama şoför duymuyor . Bu sırada sorumluluk alma içgüdüm kendini göstersede sorumsuzluğum daha baskın geliyor ve olay gayet sıradanmış gibi tınlamıyorum . Adam inemiyor otobüsten . Kendimi acayip suçlu hissediyorum . Sanki kapıyı ben bozdum .. Garip . İnsan psikolojisi...

15 Mayıs 2012 Salı

+19 - 1 = İlişkilere tersten bakış ..

-Akıl oyunlarında bir sahne vardı. Russell Crowe barda tanıştığı hatunun tekine lafı uzatmayalım ben seninle birlikte olmak istiyorum tarzı birşeyler söylüyor. Hatun da tersliyordu tabi ....
 
 Şimdi öncelikle son günlerde belaltı çalışıyorum ama azgınlık durumlarından değil onu söyleyeyim. Belki de öyle ne bileyim yahu . Ben de insanım sonuç itibariyle. Şunu demek istiyorum gerçek hayatta keşke hatunlar gelip bu gece seninle birlikte olmak istiyorum falan dese ben de hımss kem küm edip bunu düşünsem sonra da ters tepsem falan . Ne hoş birşey olurdu bu . Ha böyle şeyler oluyor tabi ama genel durum böyle değil. Düşünsene izleyici .. Hergün bir sürü hatun geliyor seninle olmak istiyorum diyor.Türlü türlü dişiğğğ. Hayat ne kadar güzel değil mi . Ya o değil de ben hakkaten abazayım galiba. Bu yazı biraz özele kaçmaya başladı . Neyse zaten okusa okusa ziyaçığım okur . Onunla bu konu da aynı ortak payda da buluştuğumuza emin olduğum için ortada bir sorun yok demektir. Şimdi Eva Green geliyor bana yavşıyor falan :D Ben de istemiyorum . O kadar çok talep var ki ben ne yapayım arkadaş . Vay anasını . Gerçekçi olup Eva Green i istiyorum . Sonra Eva bana bir içki ısmarlıyor .. Eva nın eve gidiyoruz .. Sabah kalkıp ismimi falan soruyor . Sonrasında zaten hiç hatırlamayacak. Evet lan varım bu olaya . Kadınlar bu konuda neden isyan ediyor ki ? İstediğin herifle yatıyorsun işte .Yok ismimi unutmuş yok beni kullandı. Bırak kullansın kardeşim , sen eğlencene baksana .Varsın Eva'cığım ismimi unutuversin . Dert mi lan bu . 

-İlişkilerden konu açılmışken ..

    Şimdiki normal ilişkilere bakıyorum da gitgide tüketici toplumun kapsama alanı içerisine girmiş duruyor. Yirmi - otuz sene öncesinde ki ilişkilerde çiftler daha sabırlı ve anlayışlı olma çabasında saygı falan derken evleniyorlar dı ve uzun bir süre devam ediyordu bu evlilik . Ayrılmak istisnai bir durum. Bir de şimdiki zamana gel . Resmen karşılıklı tüketim söz konusu . Bu tüketim o kadar farkında olmadan yapılıyor ki . Bir süre sonra sevgilinden sıkılıyorsun , bu bana göre değiller başlıyor . Sonra ipi kesiyorsun . Zaten evliliklerde de ayrılmak ayrı bir moda oldu . Bu tüketim olayının bokunu çıkarttık . Bence herkes birbirini öpsün , barışsın.. Az insan olun lütfen . Biraz anlayış biraz sabır biraz da saygı . Ulan ne gerizekalı insanlarız biz . 

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Lhasa De Sela



Ölmemesi gereken insanların öldüğü bir dünyada erekte olmuş ve müzikten müthiş haz alan kulaklarım var.. Bu kadın kanserden ölmüş peh .. Ben seni kulaklarımda yaşatacağım Lhasa'cığım.

13 Mayıs 2012 Pazar

Eva Green'inin evrime çakış açısı.

  Rambo  mambo italiano , tutti frutti , eva green , strüktürel yapılar, peligom , çağdaş mimarlık  , ulan yaz okuluna kaldık sıçtım ,acıktım lan , çok abazayım , eve çıkmam lazım , EVVV , KADIN , daha çok KADIN , içki içki içki , içki kadın içki kadın , kadıııııın , budu köfte , izmir köfte, izmir de midye , kokoreç , deniz , tatil , final ödevleri ,oluklu mukavva, yaz okulu , yaz ,bacak, güzel bacak, bacak bacak, meme, kadıııııııııın , bikini, mayokini , hay senin tikini , olmadı pipini , pappi cisse , pappi chulo , popo popo popolar , apolar , kovalent , apo , sert ünsüzler, sert ünlüler, ünlü ünsüzler ,  şerefsizler ,manyak herifler , çılgın bakireler ,  bıktım ulan bıktım , siktirn gidin lan , noluyor, evet tmm sakinim . İşte bu şekilde salakça düşünüyorum .Zihin yapısı farkısı.  Bu olay kendi içinde amaçsızca ilerliyor ilerliyor ve ilerliyor.. Şimdi bir kağıda küçük bir kare çizin . Sonra yanına aynı şekilde bir kare daha .. Bir kare daha.. İstediğin kadar çiz işte laf olsun diye bu kadar uzattım izleyici .Böyle kağıtta bir sürü kare olacak . Sonra bu karelere iyice bak çünkü o kareler sana girecek öhehehe. Şaka. Aslında o kareler sensin.(vaaaauaaay) Eehehehe. Ulan hergün aynı yataktan kalkıp aynı soruları kendimize sorup aynı bunalımlara giriyoruz işte . Karesin kareyiz kareler . Hayatta herşey aynı . Her an yeni bir kare . Herşeyin durmandan tekrarını yaşıyoruz . Sonra götüm kadar bişey değişiyor ve buna evrim diyoruz . Yok lan götüm değişmiyor . Götüm aynı göt! Küçük bişey değişiyor işte. Ama götüm değil ! Götüm de götüm . Böyle çoğul konuşunca da sanki 250 kişi bir cadde de toplanmış VE BUNA EVRİM DİYORUZ diye bağırıyor anasını satayım . Olsa güzel olmazmıydı . Aha şimdi muhafazakarların hışımına uğrayacağız . Başka bir grup bize taşlı sopalı saldırıda bulunacak. Çevik kuvvet araya girecek . Girme çevik kuvvet araya girme . Götüme gir götüme . Go to me the can but the !  Olum çok fena yazıyorum lan . Hastasıyız dedeeeee! Evet ne diyorduk . Vajinalar sokağını arayan erkek milleti , penis atlı prensine kavuşamayan kadıncağızlara karşı . Temel de bu var taam mı . Sonrası hep aynı . Dark city diye bir film var bildin mi ? O filmden tek farkımız bizim dünya da güneş var . Zaten güneş olmasa gitgide şüphelenicem bu yaşantıdan . Bir dk ! Lan zaten şüphelendiğim için yazıyorum bunları . Öf cidden sıkıldım şimdi . Kısaca yazıyorum . Sana hayatının en sıkıcı şeyini söylüyorum izleyici ! Hergün aynı lan aynı işte ! Aynı şekilleri birleştirip birleştirip yeni birşeymiş gibi kendini kandırıyorsun . Hakkaten yuh ! Malsın mal . Oha sana. Bunun farkına varamadın mı höhöhö ! Vardın mı ? Yalan. Varmamışsındır . Hadi hadi.. Bak o kadar yazdım bunun farkında olan tek kişi benim biliyorum . SAKSI DEĞİLİM BEEEEEEEN . Bir tek ben biliyorum . En çok ben biliyorum. Uyuyucam ben ya . Moralim bozuldu şimdi. Resmen boşuna yazdık .Ha ne yazdım ki . Zeki olan anlar ! Harbi moralim bozuldu . Hepiniz biliyormuydunuz lan bunu .Yok hacı ben nasihat veremiyorum. Godoşsunuz..

Sorgu


Neyin mücadelesi bu? İçimde..Kalanlar içinde..
Neyin var içinde ? Senin ..